4 Aralık 2010 Cumartesi

Pinokyoyu severdim aslında.. Senin de bir pinokyo olduğunu bilseydim; zehirli elmayı yer prensimi beklerdim. En azından o sevdiğim burnunun uzaması acı vermezdi bana..!

boşluğum

Güvenme dedin. Sen aslında bana hep anlattın; hayatın kötü olduğunu. Ben senin de kötü olduğunu düşünemedim her zaman ki gibi.. Son kez hayatımdan birini çıkardım ve son olacağına inandım; inandırdın. Bu kez güzel olacak dedim, bir daha gitmicem dedim. Hiç gitmek istememiştim ki.. Her gidişimde ne kadar ağladığımı, seni ne kadar özlediğimi bilmiyordun ve hep suçlu oluyordum. Peki neden? Neden suçlu bendim? Seninle olduğumdan suçluluk duyduğum için mi? Yoksa sana güvenip, senin iyi biri olduğunu düşündüğüm için mi? Her şeye rağmen mutlu olabileceğimize inandığım için mi? Neden?! Bunu neden yaptığını anlamayacak kadar hala salağım biliyor musun.. Kendine gel dediğinde kendime geldim. Geldim ama duyduklarımla kendimi kaybettim.. Beni kendime getiren de sendin kendimi kaybetmemi sağlayan da.. Şimdi hangisine inanmalıyım? Sana artık inanamam.. Neden hayatımı mahvetmek istedin ki? Hiç mi anlamayacaktım bu yaptığını? Elbet bir gün haberim olacaktı ve hissettim de.. Şimdi koca bir boşluktayım. Asıl yerimdeyim. Senden uzak, kendimden uzak, yalnızlığa yakın ve hiç olmadığım kadar eksik... Sen anı yaşadın. Evet tebrik ediyorum çok güzel yaşadın. Ve en önemlisi çok güzel oynadın...

acı ama gerçek

30 Kasım 2010 Salı

Yine kırıldı gururum, yine güçsüz kaldım, yine sustum çığlık çığlığa, yine bekledim inkar etmeni; ama nafile.. Sen hep böyleydin, hep yapıp inkar etmedin mi zaten. bense hep seni savundum, hep sana inandım. hep mi saftım? belki.. ama bu kez hep sustum hiç savunmadım seni. bu kez senin ne olduğunu anladım.. Evet, şimdi sana sesleniyorum! Sen, hayatımın en büyük acısı, şimdi bittin artık benim için; işte şimdi yoksun, hiçsin sen.. hadi, hadi şimdi savun savunabildiğin kadar; kapadım kulaklarımı, işte dinliyorum bi tarafımla! 

sarıldım ışığına

5 Eylül 2010 Pazar

yine bir geceydi.. karanlık.. gözlerin mi ışık saçtı yoksa yüzündeki gülümseme mi? nedeni sendin biliyorum.. farkettim seni ve özledim.. karşında duruyordum ama özlüyordum hiç tanımadan.. gitmeliydim ama ayaklarım engelliyordu biri kolumdan tutup sürüklüyordu ama ayaklarım gidemiyordu.. kalbim acıdı son kez gözlerine bakıp gittim.. seni bir kez daha görebilme ihtimalini düşünmedim. oysa her gün görebilirdim. gördüm de. gözlerin daha da parlaktı gülüşün anlamlanmıştı.. gözlerimi sahiplenemedim, sanki snn gözlerinin sahibiydim bnmkiler de snndi.. belki de kalbimin acısı da ondandı. ellerim titrekti gözlerimse yaşlı. garip mutluluk biraz da hüzün. yakınımdayken uzakta olduğunu hissetmek.. yanındayken ulaşamayacakmışım gibi düşünmek. bnm olacağını bilip zamanı yavaşlatmak.. belki acı ama doğrusu bu. herşeyi hızlı yaşamak yanlış. eğer kaybedeceksek görmezdim ışığını.. beklemekse zor olan hiç yapamazdık birlikte. beklemeli bazen sevdiğini daha da sağlamlaşsın diye ilişki..

başkasının eskisiydin..

yeniler hep umuttur derdi annem. "o da yeniydi ne zmn eskidi ki gitti? " diye sordum anneme . "o da bi başkasının eskisidir." dedi annem..! "hayatına girenler sana görünmeden önce temizlenirler.. süslenirler.. sen farketmezsin ama hareketleriyle eski olduklarını hemen belli ederler.." dedi annem.. artık kimin eski olduğunu bi bakışla anlayabiliyorum.. 

beklenti.. umut.. kayboluş ve buluş!

seni beklemek.. soğuk, karlı, ıssız bir gecede ölümü beklemek gibi. bazen bir umut besler ruhumu gittiği yere kadar yaşarım.. umutların tükendiği yersin sen.. karın zirveye ulaştığı.. bazen rüya görürüz ya ikimiz de farklı yerlerden ellerimizi birleştirmeye çalışırız da ulaşamayız birbirimize. bunun sadece rüya olduğunu düşünürdüm. oysa hep elimi uzattım tut diye sen bir kez olsun tutabilme ihtimalini düşünmedin yetişmez diyip gittin. gitmek hep kolaydı.. gitmek snn için kârlı olandı çünkü bnm için önemli olan herşeyi aldığın adımdı.. ee şimdi napıyorsun? üzgün müsün yoksa yasta mısın ? vicdanın mı sızlıyo? yoksa yaptığının yanlış olduğunu çok sonra mı anladın? pişmansındır da.. yapma ya! ben mutluyum ama. beklemek demiştim seni beklemek.. acı verirdi öldürürdü beni. düşündüğüm gibi değilmiş. zaman düşman sanırdım. zaman benim dostummuş. geceler artık gündüz bana.. kar mı? karın sadece yolumu kesen engel olduğunu sanırdım oysa karla oynamak senden umutluymuş.. ben çocukluğumu sende kaybetmişim senin gitmenle beni buldu.. ben çocukluğuma sen de hakettiğin hayata kavuştun.. şimdi sızlasın vicdanın yok olsun kalbin özlesin kalbin geçmişini..!

aşk bilinmezliktir bazen..

19 Haziran 2010 Cumartesi


önce garip bir ağrı dolanıyo başta ayaklarımdan.. zaman geçtikçe kalbime doğru yol alıyo başımda son buluo.. gözlerim yaşarıyo ellerim titrio...başta mutlu oluosn snra umutsuz.. düşünüyosun ne bu diye, bilmiosun.. evt bn de bilmiyordum adının aşk olduğunu...

29 Nisan 2010 Perşembe

Yeni bir ışık ve öncekilerden daha da aydınlık... Sadece hayal ama somut olan bişi yok elimde... Ne de bir görmüşlüğüm... Sadece resimler.. Sadece sesler... Mutluluk mu içimdeki?? Ya da bu kıpırdamalar ne belirtisi içimdeki?? Sadece o sesi dinlemeliyim sonsuza dek dinlerim... Görmeden aşk bu ya da hayranlık mı?? Sadece bir konuşma ve sonucu bu... Sanırım içim üşüyor, ateşim de çıkmış olmalı... Gözümün önünden gitmiyor... Nolur nolur bir kez bu mutluluğumu paylaşim onunla... Sadece sevmek sevmek sevmek istiorm.. Sadece aşk istiyorummm karşılıklı mutluluk... Ve bu o biliyorum...

21 Nisan 2010 Çarşamba

doldu... taşması gerekirken taşmıyor. can yakıyor ama bitmiyor... içimizde yaşadğımız acılar yüzümüze yansır mı? bazen yansımaz.. hep gülersin belki ama ağlayamadığındandır bazen... doluyor gözlerim akmıyor yaş... her şey ama her şey kendi elimizdeyken nasıl olur da elimiz kolumuz bağlanır? nasıl konuşamayız nasıl kıpırdayamayız? neden akmaz yaş, neden susar dudaklar, neden tutamaz eller ve neden sadece acır can? hayata bakıp güzel yanlarını da görüp nasıl olur da içimizde bişiler kıpırdamaz, gülümseyecek bi neden bulamayız ?? neden ?? insanlar sadece mezara girdğinde mi ölü sayılıyor? ya hiçbişi düşünüp hissedemiolarsa? ya yaşamdan zevk alacak güçleri yoksa? bence gerçk ölüm kalbinin durduğu diil kalbinin paramparça olduğu zamandır... ve benim kalbm paramparça...

6 Nisan 2010 Salı

"gideceğim sessizce sana bile haber vermeden. bigün gideceğim kalbinden, hayatından kısacası; senden... gideceğim ve sana dair hiçbişi hatırlamayacağım. bigün ağlayacağım senin için ama sadece bigün sürecek üzüntüm. sonra ne sen kalacaksın ne de sana dair bir iz... resimlerine baktıkça sadece gülecem belki tepki bile vermicem." diyemedim bigün olsun. deseydim belki daha kolay olurdu unutmak. ama unuttum işte unutulmaz mıydın ki. ben bırakmazdım dimi evt bendim o enayi.. ama değilim artık. bak bırakabiliyormuşum dimi ?? sen de artık farklı değilsin.. önemli bile değilsin. hayatımda o kdr çok izin varki hepsi kötü.. ama artık hiçbirini takmıyorum çünkü sen yoksun artık snn gibi biri yok bnm için. bittin ve hiçsin... sen herkes gibi bile değilsin artık... ve ben mutluyum sensiz... (:

hayatın gerçekleri

28 Mart 2010 Pazar

insanlar hakettiklerini yaşamazlar sadece bakarlar hakettikleri mutluluğa...
mutluluğu yaşayanlar ya çok çekmiştir ya da haketmedği mutluluğu yaşıyordur övünürcesine...
bi kötülüğü olmayıp hep acı çekenler yine hep düşünür kendince bir çıkar yol ama nafile bu yol çıkmaz bir yol...
ya üzeceksin, mutlu olacaksan ya da çok çekmiş olacaksın geriye dönüp bakınca...
1 damla gözyaşı dökemiyorsan canını acıtana sen daha çok acıtmış olursun belkide ona...
acı çekmeye alışık olanlar göremezler yanlarındaki mutluluğu, böylece kaybederler belki de sonsuza kadar... hep duyulur birinin mutluluğu ama esasında o da acı doludur...
bir çift gösterin bana içinde sadece mutluluk olan, bir çift gösterin bana birine hiç ihanet etmemiş olan...
YA DA SADECE 1 ERKEK GÖSTERİN SADECE 1 KIZA SADIK OLAN!!!

acıyan can..

Hayat... Hep mi ağlatırsın böyle? Hiç mutluluk yok mudur fikrinde? Ya da sevmez misin birini sen de... Hep acır canlar, hep yaralanır ve güvenemez artık kalpler... Sevin şimdi hadi! Yordun ruhumu, acıttın canımı yine... Mutlu ol sevin şimdi! Yine mutsuz yine yalnız yine yorgunum ve yine çaresiz... Sen kendini çare mi sanıyordun ? Sana veda edip toprağa koşanlar seni çok mu seviyordu ben de sevmiyorum ama çekip gitmicem sana boyun eğmicem! Yine sevecem ama bu kez ben acıtacam! Sen değil ben senin canını acıtacam..!

hayatımda anlamı olanlara...

23 Mart 2010 Salı

Anladım...
Sadece karşı koymakmış çözüm
Sadece geri çekilmekmiş
Belki de kaybetmek...
Aslında geleceğini kazanmak
Sadece dününü yaşayamamakmış...
Varlığını anlamakmış dostunun
Yaşadığını bilmekmiş aşkın hala...
Elinden tutanlara umutla bakmakmış
Geri gelmeyeceklere yol vermekmiş
Güne güzel başlayıp geceyi umutla bitirmekmiş
Sadece değer bilenlere değer vermeyi bilmekmiş
Evet hayatındaki sadece 1 kayıp
kaybettiğin her şeyin yarasını sarmak için
yardıma gelenlere kucak açmakmış...

Hayatımda kalmayı becerenlere..!

Gidemem...

14 Mart 2010 Pazar


Ölüm de geldi sonunda. Birz ertelese miydik ya da bir şeyler ikram etsem de zaman kazansam? Ne yapacağımı bilmiyorum. Git desem incinir mi acaba? Bırakmak istemiyorum burayı. Ama aslında çok da çektirdi burasıterketmek iyi mi olur ki ? Biraz misafirim olsan ölüm ? Veda etsem önce daha mı acı verir ? Acı veren ölüm vedalı olan mıdır? Acaba farkına varmadan ölsem daha mı iyiydi? Gözlerimi kapatıyorum ama açamıyorum elimde değil açamıyorum... Yoksa ölüm kızdı mı bana... Götürüyor musun şimdi, ya sevdiklerim ya da sediğim ? Bensiz mi kalacaklar, bensizlik acıtır mı canlarını? Dayanamam ben yapma ölüm alıp götürme beni ben bırakamam burayı bana ihtiyaçları var...!

Ölüm

7 Mart 2010 Pazar


Bahar gelmişti artık. Odamın perdesini bile açamadım. Evin içinde dolaşmaya başladım.Kimse günaydın demedi. Kimse görmüyor mu beni? Neden herkes üzgün, neden ağlıyorsunuz? Beni farkedin artık! Neyse... Üstümü değiştiremedim neden dokunamıyorum? Dışarı çıksam iyi olacak sanki... Evet onun yanına gitmeliyim o beni farkeder... 

-Seni çok özledim. Neden hiç arayıp sormuyorsun? Sana diyorum bana cevap ver, yüzün neden bembeyaz? Herkese ne oldu? Neden ağlıyorsun? Beni özlemedin mi? Tamam peki cevap verme, sen de farketme beni gidiyorum ben de...

Tekrar eve gitsem iyi olacak. Kimsenin yüzüne bakmicam beni farketmediler bile... Odama gidim bari. Yatağımdaki de kim? Neden herkes yatağımın başında? Size diyorum neden ağlıyorsunuz hepiniz? Kim öldü kime ne oldu söyleyin, biri benimle konuşsun artık! Olamaz, hayır. Bu imkansız... Yataktaki benim. Ama ben burdayım orda değilim. Burası neresi? Neden görmüyorlar beni? Yoksa ben mi öldüm nolur bırakmayın beni... Ne olur sen de bırakma! Elimi bırakma... Gidiyorum istemiyorum...

Dosttan öte...

6 Mart 2010 Cumartesi


Sabah uyandığında aklına ilk gelendir o. Her gece ağlarken omuzu yanında olmasa da kalbini hep yollayandır sana. Her doğruda her yanlışda yine de arkanda olandır. Bazen anne bazen sevgilidir sana. Umudunun bittiği yerdir o, ışığın göründüğü yer bazen de karanlık odada kalmaktır yalnızlığınla. O hayatına yön verendir bazen. Bazense yardıma ihtiyacı olandır. Kiminin hayatında "o"dur kiminin hayatında "onlar"dır. Benim hayatımda onlar var... Onlar vazgeçilmezim, onlar umut kaynağım, onlar benim hayata baktığım penceredir... Onlar kalbimdeki yaraların ilacı, onlar aslında her şey... Onları çok seviyorum. İyiki varsınız : Ezgi, Ceylan, Oya... 

Veda


Bir kez daha hayal kırıklığı, bir kez daha umutsuzluk... Bu kez daha ağır ve daha acılı... Acı çektirmek mi onun amacı yoksa suç yüklemek mi omuzlarıma... Yine uykusuzluk, yine umutsuzluk ve her bir adım acı dolu... Ölmek mi cazip yoksa karşı koyamamak mı bu kahpe oyuna? Hala kararsızlık... Yine beklemek yine ve yine sonunu bile bile... Gecenin bi yarısı güneşin doğuşu kadar imkansız ve umutsuz sen ve sevgin. Sana ait olan her şey uzak her şey acı verici ve her şey cezbedici... İşte bu yüzden seçiyorum artık cazip gelen seçeneği. Gidiyorum ve sana bırakıyorum acı veren her şeyi. Elveda sevdiğim elveda...

yine ve hiç...

5 Mart 2010 Cuma


Bugün de yağmur yağdı ve ben bugün de bekledim pencere kenarında. Yağmur vurdukça pencereye, acım da kalbimden boşalıyordu vücuduma badaktan boşalırcasına... Yine gelmicektin biliyordum ama yine de bekledim. Her yer ıslanmıştı her yer acıdan ağlıyordu adeta. Ya da ben öyle görmek istiyorum. Ya da sen acı verdiğin için her yer acı versin istedim bütün suçu sana yüklemek istemedim. Her zamanki gibi... Gözlerim yine çökmüştü yine rengi kalbim gibi kararmıştı ve sen yine yoktun. Yine nedeni sendin. Yağmur hala yağıyor ve ben hala pencere kenarındayım. Hayatımın ne kadar boş geçtiğinin farkındayım ama benim hayatım sen değil miydin? Yoksan yanımda nasıl dolu geçebilir ki zaten... Yarın yine bekleyecem her seferinde dua ediyorum "bu kez gelsin" diye... Ve ben yine dua ediyorum : Ne olur bu kez gelsin... Gelmeyeceksin biliyorum. Son nefesimde bile gelmeni dileyecem sevgilim... Ama ne olur bu kez gel..!